ÇAĞDAŞ RESİM AKIMLARI

ÇAĞDAŞ RESİM AKIMLARI
  • 02 Nisan 2019 / Salı

ÇAĞDAŞ RESİM AKIMLARI

Resim Kursu Güzel Sanatlara Hazırlık ve Güzel Sanatlar Fakültelerine Hazırlık süreci içerisinde Çizim EÄŸitimi Bilgilerine ya da çizim kabiliyetine sahip olmak kadar Sanat Tarihi ve Sanat Akımlarıyla Ä°lgili bilgilere de sahip olmak son dere önemlidir. Bu gireceÄŸiniz Güzel Sanatlar Fakülteleri Sınavlarının deÄŸerlendirme aÅŸamalarından biri olan mülakat dosya deÄŸerlendirme aÅŸamasında sizlere sorulabilecek Sanat Akımları soruları noktasında sizlere yardımcı olması adına sanat akımlarını ve sanatçılarını içeren bir yazıdır.


Akımlar birbirine benzemez ve kendinden öncekini tekrarlamaz. Resim sanatı özgürlüÄŸüne 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra kavuÅŸmuÅŸtur.  

* ÇaÄŸdaÅŸ resim akımlarının doÄŸmasındaki sebepler :
- Gerçekleri arama tutkusunun uyanması. 
- Endüstrinin geliÅŸmesi ile deney ve metotların önem kazanması. 
- İnsanların birbirleriyle olan ilişkilerini inceleyen sosyoloji, psikoloji, pedagoji, psikiyatri gibi bilimlerin doğması.

KiÅŸi ve toplum hayatında meydana gelen bu deÄŸiÅŸmeler, resim sanatını çok etkiledi. Bu devir sanatçılarının görüÅŸleri "Gerçek, iÅŸte güzel olan ÅŸey." cümlesinde toplandı. Böylece o devre kadar atölye havası içerisinde yaratılan ve yaÅŸatılan klasik ve romantik resim sanatı anlayışı, yerini realist görüÅŸlere bıraktı. Bu ÅŸekilde filizlenen çaÄŸdaÅŸ resim sanatı, bazı aÅŸamalar yaparak günümüze kadar geldi. Her resim akımı bir öncekinin etkisi ya da tepkisi ile meydana gelmiÅŸtir. ÇaÄŸdaÅŸ resim akımları genellikle modern resim olarak tanımlanırdı. Bazen de bu akımlar yadırganırdı .

* Realizm akımı (Gerçekçilik)
Bu akımdan önce dini konular, saray ve saray yaÅŸantıları, seçkin kiÅŸilerin portreleri ve en güzel manzaralar özenle seçilip iÅŸlenirdi. DoÄŸayı olduÄŸundan daha güzel ve yüksek göstermek gelenek halini almıştı. Oysa doÄŸayı olduÄŸu gibi anlamak, toplumun yaÅŸamını gerçek olarak canlandırmak gerekti. iÅŸte Millet, Courbet, Daumier gibi ressamlar, halkın yaÅŸantılarını konu alıp, hayatı ve doÄŸayı olduÄŸu gibi yansıtmışlardır. 

* Puvantilizm akımı (noktacılık)
Neo Empresyonizm (yeni izlenimcilik) diye de sanat tarihine geçmiÅŸ olan bu akım, Empresyonist görüÅŸlerin etkisinde kalmış ve bir bakıma da onun devamı olarak gelmiÅŸtir. Puvantilistler, bilimsel metotlarla renk karışımını uygulamışlardır. Amaç, göz yolu ile renk karışımlarını saÄŸlamaktır. Bu akımın sanatçıları renkleri paletlerinde karıştırarak tuvale sürmüyorlar; onun yerine, karışımını yapacağı renkleri, tuval üzerine yan yana küçük noktalar halinde koyarak, bu etkiyi saÄŸlıyorlardı. ÖrneÄŸin mavi ve sarı renkleri, küçük noktalar ya da kareler halinde yan yana sürüldüÄŸünde, uzaktan yeÅŸil görünür. Gözün bu aldanışı, renklerde titreÅŸim yaptığı için, resimde hoÅŸ bir görünüm saÄŸlar.
Bu akımın baÅŸlıca sanatçıları Seurat ve Signac'tır.

* Empresyonizm (izlenimcilik)
Resim tarihindeki sürekli yeniliklerin hareket noktası sayılır. Empresyonizme göre, açık havada bulunan eÅŸyaların renk görünümleri günün her saatinde deÄŸiÅŸir. AÄŸaçların yeÅŸil rengi öÄŸle üzeri daha parlak, daha canlı görüldüÄŸü halde, akÅŸama doÄŸru koyu renkte ve donuk görünür. Bu akımın kurucuları, atölye çalışmalarından çok, açık havada çalışmaya önem vermiÅŸlerdir. Çünkü aradıkları canlı ve temiz renkleri, gün ışığının parlaklığında bulmuÅŸlar, koyu ve karanlık renklere resimlerinde yer vermemiÅŸlerdir. Renk, ya olduÄŸu gibi ya da deÄŸerini düÅŸürmeyen baÅŸka bir renkle karıştırılmıştır. Işıklar sarı, turuncu, kırmızı tonlarında aranmış, gölgeler de bunların zıtları olan mavi, mor, yeÅŸille boyanmıştır. Böylece resimde, renkleri kirletmeden eÅŸyanın hacim etkisi saÄŸlanmaya çalışılmıştır.

Empresyonizmin öncüleri ve temsilcileri Edouard Manet, Claude Monet, Alfred Sisley'dir. Kendilerine özgü çalışmalarıyla Auguste Renoir, Edgar Degas, Camiile Pissaro, Paul Cezanne de bu akım içerisinde yer alan ressamlardır. 1874'de Paris'te empresyonist ressamlar birleÅŸerek ortak bir sergi açtılar; fakat bu gösteri, hiç beÄŸenilmedi. EleÅŸtiricilerden biri, Monet'nin "GüneÅŸ DoÄŸarken Izlenim" adlı tablosunu alay' konusu ederek, gazetesinde çıkan yazısında bu sanatçılara Empresyonistler (izlenimciler) adını taktı. Bu yakıştırmayı ressamlar da benimsediler ve böylece bu akımın da adı olarak kaldı.

* Post Empresyonizm akımı (Art izlenimcilik)
Empresyonizm akımının etkisinde kalan fakat onun sınırlı kurallarına baÄŸlanmayan sanatçıların yoludur. Van Gogh, Gauguin, Lautrec bu akımın içerisinde yer almış büyük sanatçılardır. Bunlar empresyonizmin araÅŸtırıcı ruhundan yararlanarak birbirinden deÄŸiÅŸik tarzda çalışmalar yapmışlardır. DoÄŸanın özelliklerini, birlikte
yaÅŸadıkları varlıkların karakterlerini konu alarak, kendi yaÅŸamlarına uygun bir biçimde bunları iÅŸlemiÅŸlerdir

* Fovizm akımı (Yırtıcılık)
"Bir tabloya bakarken onun neyi göstermek istediÄŸini unutmak gerek." diyen Matisse, bazı ressamlarla birlikte eserlerini 1905 yılında sergiledi. Bu resimlerde, renkler birbiri ile hemen hemen hiç karışmamışlardı.
Biçimlerde de derinlik yoktu. Ressamlar hiçbir kayıt tanımadan kendilerini duygularına vermiÅŸlerdi. O zamana kadar henüz empresyonizme dahi iyice alışamamış olan halk, sergideki bu yapıtları tepki ile karşıladı. Bir eleÅŸtirici, sergiyi gezerken yapıtların arasında klasik italyan üslubundaki küçük bir
heykeli görünce "Vahşıler arasında bir Donatelo." demiÅŸti. Sanatçılar da bu kelimeyi benimsediler ve "Fovistler" olarak tanındılar.
BaÅŸlıca temsilcileri: Matisse, Dufy, Vilaminek, Derain'dir 

* Ekspresyonizm (Anlatımcılık) akımı
Ekspresyonizm bir hayat anlayışı, bir dünya görüÅŸüdür. Fakat bu görüÅŸte önemli olan kiÅŸinin ruhsal durumudur. DoÄŸa ikinci planda kalır. Bu akımın sanatçıları, kendilerini boÄŸan, ezen, ıstırapları sanatlarına sokmuÅŸlar, haksızlıklara karşı olan isyanlarını, yeni bir renk ve biçim görüÅŸüyle anlatmak istemiÅŸlerdir.
Yapıtlarında kadın vücutlarını çekinmeden çirkinleÅŸtiriyorlar; insan yüzlerini korkunç, iÄŸrenç ifadeli karnaval maskeleri halinde yapıyorlardı. Çizgileri kaprisli, kullandıkları renkler ise, fovist ressamlarınki gibi cesaretlidir. Bu anlayışın ilk izleri Van Gogh ve Munch'un yapıtlarında görülür.
DiÄŸer temsilcileri ise Kirchner, Nolde, Rouault, Modigliani'dir

* Fütürizm akımı (Dinamizm-Hareket)
1909 yılında italya'da, önce ÅŸiirde sonra da resimde ortaya çıkmıştır. GeçmiÅŸ ve geleneksel görüÅŸleri reddeden bir akımdır. Fütürizmde yapılmak istenen ÅŸey, evrendeki hareketin bir anını tespit etmek deÄŸil;
hareketin kendini duyurmaktır. Bu akımın en önemli özelliÄŸi, her ÅŸey hareket halindedir ve deÄŸiÅŸmektedir. Hareket halindeki varlıkların gözde bıraktıkları etki algılanıncaya kadar hareket yeniden deÄŸiÅŸir. Bu nedenle
koÅŸan bir at, dört deÄŸil, yirmi ayaklıdır ve ayakların hareketi de üçgen biçimindedir. Çok çabuk hareket eden bir insan veya cisim, çizgilerini hava içinde eritir. Bu yüzden gözlerimiz, onun yapısını farketmez. Çok çabuk hareket eden cisim sanki parçalanmış moleküller halindedir. Bu bilimsel gerçek Fütüristlerin sanat görüÅŸü olmuÅŸtur. Bunlar daha çok fırtınalı denizler, son hızla giden otomobiller, dansözler gibi hareketli
konuları seçmiÅŸlerdir.
Akımın temsilcileri: Boccioni, Balla, Severini'dir.

*  Soyut resim akımı
Abstre ya da Nonfigüratif diye de adlandırılan ve doÄŸa görüntülerine baÄŸlı olmayan bir akımdır. Uygulama alanı resim sanatı içinde kalmamış; biçim ve renklere sonsuz bir serbestlik tanıması nedeniyle heykel traÅŸlık, mimarlık, süsleme, dekor ve kostüm gibi sanatları da etkisi altında bırakmıştır. Günlük eÅŸyaların biçim ve renkleri bile, soyut sanatın etkisi altında kalmıştır. Soyut resimde sanatçının amacı, çizgi ve renkleri düzenli bir biçimde yüzey üzerine yerleÅŸtirerek duygusal kompozisyonlar elde etmektir.
Bu akımın temsilcileri de Kandinsky ve Mondrian'dır.

* Sürrealizm akımı (Gerçek Üstücülük)
Sürrealist ressamlar doÄŸanın mantıki görünüÅŸünü deÄŸil, insanın bilinç altında ve rüyalarındaki alemi göstermek istemiÅŸlerdir.
Bu akımın temsilcileri Klee, Miro ve Salvador Dali'dir. 

* Poart Resim Akımı
1960 yıllarından sonra beliren bu akım, Amerika ve Avrupa'da kendini gösterdi. Ä°ngilizce "patlamak-atılmak"  anlamına gelen pop kelimesi günümüzün uzay çağı düÅŸüncesini de yansıtmaktadır. Bu akımın sanatçıları günlük hayatta kullandığımız her ÅŸeyi hiç çekinmeden resmin içine koydu. Konserve kutusu etiketlerinden, artık kumaÅŸ parçalarına hatta musluklara kadar bir çok ÅŸey oldukları gibi tabloda yer aldı. Sanatçılar etiketi, kumaşı, musluk v.b. gibi ÅŸeyleri resimlerinde bir öge olarak kullanmaya baÅŸladılar. Onlar için önemli olan ÅŸey, günlük hayatta çok kullandığımız eÅŸyaları alışılmamış bir biçimde bir araya getirerek ya da çizip, renklendirerek yepyeni anlamlar elde etmekti.

* Kübizm akımı
Kübizm akımının sanatçıları, çevresindeki her ÅŸeyi geometrik biçimler olarak görüyorlar, Cezanne'in yukarıdaki sözünden hareket ediyorlardı. Kübizme empresyonist görüÅŸe bir tepki olarak incelemek yerinde olur. Çünkü bu sanatçılar empresyonizmdeki renk oyunlarını bırakarak, varlıkların geometrik yapılarını ön plana alıyorlardı. Kübizm de, baÅŸlangıçta diÄŸer sanat akımları gibi anlaşılamamış, alaya alınmıştır. Bu akıma alay olsun diye takılan "küp" "kübizm" olarak geçmiÅŸtir. Hemen hemen her akımla ilgilenen Picasso kübizmin de kurucularındandır.
Braque, Gris, Legerde bu akım içerisınde yer alan sanatçılardır.

* Dadaizm Resim Akımı
Fransızca "Tahta At" sözcüÄŸünden alınmıştır. Dadaizm Birinci Dünya Savaşı sonucunda ortaya çıktı.
SavaÅŸ  sonunda bütün insani deÄŸerler yıkılıp yok olmuÅŸtu. Birinci Dünya Savaşını yaÅŸayan sanatçılar, böyle bir uygarlıkta sanatın ancak yıkıcı bir sanat olabileceÄŸini düÅŸündüler. Uygarlığın kendisi yıkıcı olduÄŸundan dolayı, bu dönemin sanatçılarının meydana getirdiÄŸi eserler de her ÅŸeyi parça parça edecekti.
Bu akımın ilk  belirtisi 1916'da görüldü. Dadaizm akımının ilginç yanı, sanata karşı çıkan bir sanat akımı olmasıydı. Dadaistlerin en büyük amacı saldırmak, kızdırmak, olmayacak ÅŸeyler yapıp, insanlık adına yapılan soytarılıkları parça parça etmekti.
Dadaizm resim akımının temsilcileri: Duchamp, Picabia, Arsenberg'dir.

PaylaЕџ :